Günce-Ocak 2020

Hoşgeldiniz Hoşgeldiniz HOş-geldiniz

2020 bölümünü de gördü ya bu site artık gam yemez .

Date:15.01.2020 23:51

Genel Bir Bakış

Şehirler ülkeler değiştirdikçe hem insanları hem kendimi tanır oldum. Neyi sevip sevmediğimi ,nasıl tepki verdiğmi daha iyi görmeye başladım bu da kendimi anlamamda yardımcı oldu. Kendimi tanımayı hiç bitirebileceğimi düşünmüyorum ,fakat kendimi daha sakin ve huzurlu yapacak kadar tanıdığımı düşünüyorum . Artık eskisi gibi 2 gün uykusuz gezen ,uyku nedir bilmeyen bengünur yok , sanki sinirleri alınmış ve yerine pamuk gibi bir bengünur gelmiş . Çabuk sinirlenen küçük şeylere takılan ben artık daha sakin ve daha rahat davranan birine dönüştüm . Sanırım bu dönüşmenin beraberinde gece aklımı kurcalayan binlerce gereksiz düşücenin gidişi ve zihnimin uyumaya kendini bırakması oldukça dinlendirici . Erasmusun nasıl geçtiğini konuşacak olursak , sınav dönemim başladı yapay zeka ve android programlamayı geçtim darısı diğerlerine . Erasmusta başka kültürleri tanıdıkça başka dilleri öğrendikçe Türkçeye nasıl önem vermem gerektiğini aslında daha iyi anladım ,sesli harflerin uyumu ile çok anlaşılır bir konuşma yapısı ve tek heceli olma özelliğiyle aslında avrupa dillerinin yanında çok daha kullanışlı bir dil olduğuna ve aslında yeni kelimeler üretmek için baya elverişli bir dil olduğuna görerek uygulayarak karar verdim . Örneğin hemen hemen çoğu kelime bir fiilin isimleştirimesi "ye" "yemek""yiyecek","iç""içki""içecek","giy""giyecek""giysi" ...gibi birçok örnek bunları aslında farkında olmadan nasıl yaptığımızı anladım mesela giysi giyilen birşey anlamında kullandığımız bişe yani direk çevirecek olursak ingilzceye "the thing that wearable" öyle isimlendirmişiz giysileri . Bunları düşünmeye yabancı arkadaşlarıma türkçeden bahsederken farkına vardım . Dilimizle ilgili bir diğer şey ise seslerin ünlü uyumu sebebi ile daha kolay anlaşılır olması. Çok değerli bir kültürümüz, dilimiz var . Bunlara sahip çıkmak için neler neler geliyor aklıma siyasete atılıp ülkeyi kurtarmayı az hayal etmiyor değilim sonra diyorum ki mitingde oturup nasıl aslında astronot sonra fizikçi olmak isterken realist davranıp mühendilikde karar kıldığımı ama sonra ülkenin halini görüp siyasete atıldığımı ama içimde nasıl kaldığını anlatışım geliyor . Bir bakıyorum dünya lideri olmuşuz her ülke bizi biz olduğumuz gibi tanıyor . Ne güzel hayaller oluyor ama sonra aman siyaset miyaset bizi içeri almasınlar diyeceği geliyor ailemin aklıma . Öyle iş sevmem ben der bizimkiler . İnsan heryerde insan tabi ama benim ülkemde bir ayrı ... o samimiyet hiç diğer milletlerde bu kadar yok .Bakalım dönünce nasıl gidecek hayat .

Date:18.01.2020 02:09

Genel bakışın devamı sadece bölmek istedim

Bugün carefoura yürürken yolun gidişinde siyah bir kedinin ölü bir şekilde yolun kenarında yattığını gördüm dönüş yolunda da farklı yoldan gelirken yine siyah bir kedinin yolun kenarında ölü bir şekilde yattığını gördüm nedense bunun kasten yapılmış olduğunu düşünmeye başladım .Çünkü kedilerin ikisi de simsiyahtı ve parçalanmamışlardı yani araba çarpması olsa kan gelirdi gibi geliyor. Dönüş yolunda da parka geçip gün batımını izledim gelmeden önceki ben ile şimdiki beni düşündüm baya sonra dedim bunları kesinlikle siteme yazmalıyım . Günbatımından güzel birkaç kare de çektim . günbatımını izlemeyi parkta sohbet etmeyi baya özlemişim bunu da hatırladım . Parkın gece kapatılması biraz üzdü ama günbatımını görecek kadar yetti bana .Gün batarken bende opera dinliyordum . Bu arada operaya olan ilgim git gide artıyor size Fahri Öneoğlundan biraz bahsetmek isterim kendisi müthiç bir tenördür ,sesini ilk defa "Uyan Ey Gözlerim" adlı ilahiyi Çukurova devlet senfoni orkestrasında seslendirirken keşfettim ve sonra sesini o kadar beğendim ki ... ama çok kötü bir haberle karşılaştım kendisi vefat etmişti . Böyle bir sesi dinleyemeden göçüp gitmişti mezarını bile ziyaret etmetyi düşündüm izmirde yolum düşerse gideceğim. mutlaka dinleyiniz efendim bu önerdiklerimi ruhunuz gıda bulacaktır emin olabilirsiniz .

Date:18.01.2020 04:01